Sakarya Abhaz Derneği Kuruluşu İstişare Toplantıları


Sakarya Abhaz Derneği Kuruluşu İstişare Toplantıları

Toplantımızın başarılı geçmesi ümidiyle katılımınız için teşekkür eder, hepinize hoş geldiniz diyoruz. Bugün burada toplanmamızın nedenini sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bildiğiniz gibi Sakarya’mız 30 civarında Apsuva köyüyle birlikte, Türkiye de Abhazlar’ın nüfus bakımından en yoğun olarak yaşadığı bir bölge.

Yine bildiğiniz gibi, 14.Ağustos.1992 tarihinde fiilen başlayan Gürcü – Abhaz savaşında, Gürcü mezalimine karşı diasporada, Türkiye çapında desteklenen büyük bir mitingle ilk kıvılcımın atıldığı bölge olarak tarihteki yerini almıştır.

Daha sonraki gelişmeleri hepiniz biliyorsunuz, Abhazya’nın fiilen bağımsızlığını elde ettiği 30.Eylül.1993 yılına kadar, Abhazya’nın bağımsızlık savaşında verilen mücadelede Sakarya’nın yeri tartışmasız bir şekilde ortadadır.

O dönemde, insan kaynaklarımızın harekete geçirilmesi, insani ve ekonomik yardım konusunda genç-yaşlı demeden her kesimin katılımının sağlanması Sakarya Kafkas Kültür Derneği çatısı altında organize edilmiştir.

Bu organizasyonları yapan o dönemin yöneticilerine, katkısı ve emeği geçen herkese ve vatanı için şehit düşen – gazi olan genç kardeşlerimize sonsuz şükranlarımızı bir kez daha sunuyoruz.

Bu nedenlerle diyoruz ki Abhaz Diasporasındaki politikaların oluşturulmasında, Sakarya belirleyici olmak için örgütlenmek zorundadır. Sakarya bunu hak etmektedir.

Bildiğiniz gibi geçmişte, yasal zorluklar nedeniyle derneklerimiz bölgesel adlar almak zorundaydı. Kafkas Kültür Dernekleri, Kuzey Kafkas Kültür Derneği gibi bölgesel adlarla faaliyetlerini sürdürdüler. Bu adların kapsama alanı genişti. Abhaz ve Adige grupları dışında Çeçeni, Oseti, Kuşhası, Dağıstanlısı vb. halkları da içinde barındırıyordu. Biraz daha zorlasak Gürcüyü, Azeri’si ve Ermeni sini de kapsaması içten değildi. Bu dernek isimleri mevzuata uygundu. O günkü demokratik anlayış çerçevesinde rahatsız edici bulunmuyordu. Buna rağmen o günleri yaşayan büyüklerim ve arkadaşlarım gayet iyi bilir. Derneklerimiz hükümet komiserleri nezaretinde genel kurullarını yapardı. Yine hatırlarsınız dernekte bir etkinlik veya folklor çalışması yaparken, polis baskısına maruz kalırdık. Polisler çat kapı ellerinde tomsonlarla derneği basıp arama yaparlardı. Bugün bunlara karşı yeterli tepkiyi koyduğumuzu ve yeterli mücadele yaptığımızı kimse söyleyemez. Bize “kucak açtığını düşündüğümüz” ülkelere karşı “haksızlığa uğrasak da” başkaldırı kültürü maalesef bizim toplumumuzda yok. Genlerimize böyle işlemiş. Bu nedenle yıllardır asimilasyona en açık toplumlardan biri olmuşuz.

Günümüzde bölgesel isimlerle anılan derneklerin bir anlamı kalmadı. Ayrıca böyle bir zorunluluk da yok. Artık toplumlar kendilerini nasıl ifade etmek istiyorlarsa, kendilerini nasıl adlandırılmasını istiyorlarsa öyle adlandırılıyorlar. Etnik kökenlerini ön plana çıkaran isimler alabiliyorlar.

Bu nedenlerle diyoruz ki Abhaz Diasporasındaki politikaların oluşturulmasında, Sakarya belirleyici olmak için örgütlenmek zorundadır.

Bırakın herkes kendini nasıl görmek istiyorsa, nasıl ifade etmek istiyorsa öyle etsin. Adige – Çerkez – Apsuva – Abhaz bu isimlerden korkmayalım. Bu isimlerle dernekler, federasyonlar, konfederasyonlar kuralım. Demokrasiye inanıyorsak, demokrasi demek zaten sivil örgütlenme değimli dir, kendini ifade etme özgürlüğü değimli dır. Demokrasinin gelişme ölçüsü, o toplum içindeki sivil toplum örgütleri sayısıyla doğru orantılı demiyor muyduk? Türkiye’de en az 7 kişi ile bir dernek kuruyorsunuz. Avrupa Birliği ülkelerinde ve birliğe katılan ülkelerde dernekler 2-5 kişiyle kurulur. Bazı ülkelerde 2 kişi bir araya gelir derneğini kurar. Buradaki amaç örgütlenmenin kolaylaştırılmasıyla, örgütlenmenin öneminin vurgulanmasıdır. Dünyayı yeniden keşfetmeyelim. Birlik ve beraberliğin kaybolduğu yok. Demokrasiler ve örgütlenme modelleri bunun da çaresini bulmuş. Derneklerinizi kurarsınız, sizin gibi dernekler bir araya gelir aynı amaç doğrultusunda federasyonlarını kurar, federasyonlarda bir üst çatı olarak konfederasyonlarını oluştururlar. Böylece örgütlenme tamamlanır.

Bu nedenlerle diyoruz ki Abhaz Diasporasındaki politikaların oluşturulmasında, Sakarya belirleyici olmak için örgütlenmek zorundadır.

Abhazya 1993 yılında fiilen bağımsızlığına kavuştu. 20.yıl zafer kutlamaları 2013-Eylül ayında yapıldı. Dünya politik sahnesinde etkin bir güç olan Rusya Federasyonu Abhazya’mızı tanıdı. Bu tanıma Abhazya ve Kuzey Kafkas Halkları için tarihsel bir dönüm noktası oldu. Abhazya bundan sonra bağımsız bir ülke olarak yoluna devam edecek. Rusya Federasyonu tarafından Abhazya’nın tanıması önemli fakat yeterli değil. Abhazya’nın demografik yapısı başta olmak üzere pek çok önemli sorunu var. Bu sorunlarımızın üstesinden gelinmesinde en büyük desteği yine kardeş Kuzey Kafkas Halklarının vereceğinden de kimsenin şüphesi yok.

Kuzey Kafkas Halkları (Adige-Kabardey-Çeçen-Oset vb.) ile birlikte tavır koyacağımız geçmişte birçok ortak sorunlarımız oldu. 21.Mayıs.1864 tarihinde başlayan büyük sürgün en önemli ortak acımızdır. Bu sürgün ile birlikte milyonlarca insanımız yerinden-yurdundan koparılmıştır. Binlerce insanımızı sürgün yolunda kaybettik. Ubıh halkı dünya sahnesinden tamamen yok oldu. Bu sürgünü bize yaşatanlar Çarlık Rusya’sı, Osmanlı ve kendi içimizdeki yöneticilerdir. Şüphesiz ki bu trajedinin baş sorumlusu Çarlık Rusya’sıdır. Elbette bunu unutmuş değiliz.

Kaderin bir cilvesi olarak, bu sürgün trajedisinin baş sorumlusu olan Çarlık Rusya’nın devamı olan Rusya Federasyonu, dünyada oluşan konjonktür gereği Abhazya’nın bağımsızlığını tanımak zorunda kalmıştır. Bunun gibi günümüzde kardeş Kuzey Kafkas Halkları ile tüzel kişilik olarak, farklı tavır koyacağımız problemlerimiz ortaya çıkmıştır.

Bu nedenlerle diyoruz ki Abhaz Diasporasındaki politikaların oluşturulmasında, Sakarya belirleyici olmak için örgütlenmek zorundadır.

Bugün Sakarya da yaşayan toplumumuzda adı konmamış bir memnuniyetsizlik var. Hepimizin yıllarca emek ve destek verdiği mevcut bir derneğimiz var. Sakarya Kafkas Kültür Derneği. Mevcut derneğin yönetim anlayışından kaynaklanan bir takım önemli sorunlar yaşıyoruz. Bugüne kadar bu sorunların mevcut dernek yapısı içinde çözümlenmesini çok bekledik. Mevcut derneğin yönetimini oluşturan kadro, Kaf-Der içinde oluşturulan Abhaz Masa’sı ile birlikte bu sorunlara çözüm getiremedi. Türkiye de yaşayan koskoca bir Abhaz toplumu Ankara da oluşturulan bir masa ile yönetilmek istendi. Halkın talepleri göz ardı edildi. Artık kendimizi, çok sevdiğimiz, gençlik yıllarımızın geçtiği mevcut bu derneğe ait hissetmemeğe başladık. Mevcut bu derneğimizden istifalar başladı. Her şeyden önemlisi beğenelim-beğenmeyelim bugün Türkiye de 10.u aşkın derneğin örgütlenerek oluşturduğu bir Abhaz Federasyonu var. Yine kabul edelim-etmeyelim bu federasyon Türkiye de yaşayan Abhaz toplumunun temsilcisi konumundadır. Bu Abhaz Federasyonu Sakarya Kafkas Kültür Derneği Yönetimi ve Kaf-FED çatısı altında oluşturulan Abhaz Masa’sı tarafından tanınmıyor. Dolayısıyla Sakarya da yaşayan Apsuva toplumu Abhaz Federasyonunda temsil edilemiyor. Diaspora politikalarının oluşturulduğu platformlarda Sakarya da yaşayan Apsuvalar söz sahibi olamıyorlar. Sakarya da toplumumuzu kucaklayacak, onların sorunları ile ilgili çözümler üretecek bir yapı maalesef oluşturulamadı.

Bu nedenlerle diyoruz ki Abhaz Diasporasındaki politikaların oluşturulmasında, Sakarya belirleyici olmak için örgütlenmek zorundadır.

 Mevcut dernek yönetimi ve kendilerini Abhazların temsilcisi olarak lanse eden Ankara da oluşturulan bu kadro Abhaz Federasyonunu tanımıyor. Kimi tanıyor, kime temsilci gönderiyor. Kaf-Fed’e.

Değerli katılımcılar, Ankara da en son yapılan Kaf-Fed’in olağanüstü kongresinde genel kurul üyelerinin hakim görüşü şu idi; Çeçeniyle Osetiyle, Adigesiyle, Abhazı ile bu çatı yakın zamana kadar zaten konfederasyon gibi çalışmalarını yürütüyordu. Çeçenler ve Osetler ayrılarak kendi örgütlerini kurdular. Artık her bölge kendi derneklerini, kendilerini nasıl ifade edebiliyorlarsa (Adige-Çerkez-Abhaz vb.adlarla) kursunlar. Herkes kendi federasyonlarını nasıl istiyorlarsa (Adige-Çerkez-Abhaz vb.adlarla) kursunlar. Burası (Kaf-Fed) hepimizin ortak değeri, geçmişte nasıl çalışıldıysa ileride de konfederasyon şeklinde burada birleşebiliriz. Kaf-Fed genel kurulunun çoğunluğunun görüşü bu yöndeydi. Çoğunluğun görüşü bu yönde olmasına rağmen Sakarya’nın da bastırmasıyla tüzük gereği üçte ikilik çoğunluk sağlanamadığı için Kaf-Fed’in Çerkez Federasyonuna dönüşmesi bir başka bahara kaldı. Eninde sonunda bu dönüşüm olacak, ya da Kaf-Fed’in içi boşalacak.

Birde Ankara da ne hikmetse Sakarya hassas bölge ilan edildi.

 Hassas bölge ne demek.

Belirli bir yaşın üstündekiler gayet iyi bilir. 12.Eylül askeri darbe öncesi Türkiye de hassas bölgeler vardı. Çorum, Sivas, K.Maraş gibi. Ülkeyi karıştırmak isteyen provokatörler, bu bölgelerdeki hassasiyetleri kaşıyarak, insanları kışkırtıp katliamlara sebep oluyorlardı. Hassas bölgeden ben bunu anlıyorum. Sakarya’yı hassas bölge ilan edenler toplumumuzu da aynı kefeye koymayı mı düşünüyorlar. Eğer böyle ise, bu binlerce yıllık geleneği olan, alöyşa-kabzası ile toplumsal yaşantısını düzenlemiş bu topluma yapılan en büyük haksızlık değil mi? Özgüvenden bu kadar yoksun bir toplumuyuz. Adigelerle aramızda böyle bir şeyi aklından geçiren varmıdır. Adigeler bizim kardeşimiz değil mi? onlarla ortak bir kaderi paylaşmıyor muyuz. Öz kardeşinizin başına bir şey gelirse en önce siz koşmaz mısınız? Sizin başınıza bir şey gelirse öz kardeşiniz size yardıma koşmaz mı. Yüzlerce, binlerce dernek ve federasyonlar kurulsun, bu kardeşlerimizle ilişkimizi bozar mı. Böyle bir şey olabilir mi. Herkes kendi cevabını kendi vicdanında versin. Bölünme paranoyasından kurtulalım, meseleyi ortaya gerçekçi bir şekilde koyalım.

Tüm bu ithamlardan kurtulmak için diyoruz ki Abhaz Diasporasındaki politikaların oluşturulmasında, Sakarya belirleyici olmak için örgütlenmek zorundadır.

Ben Sakaryalı bir Apsuva olarak derneğimi kurmak istiyorum. Bunu kendimde demokratik bir hak olarak görüyorum.

Diasporada ve Abhazya’da toplumumuzu ilgilendiren konularda, politikaların belirlenmesinde yer almak istiyorum, söz sahibi olmak istiyorum. Mevcut yapı ile bunun mümkün olmadığını görüyorum.

Burada alınacak karara sonuna kadar saygılı olacağımızı belirtiyoruz.

Alacağımız karar toplumumuza hayırlı olsun. 02.02.2014

Video Galeri

Fotoğraf Galerisi

Biyografiler

img25

Ömer Büyüka -Beygua-

img25

Papapha Mahinur Tuna

img25

Oktay Chkotua

img25

Fazıl İskender