Köy Düğünlerimizde İçki İçilmesi ve Ateşli Silah Kullanılması Ayhabılarımız Tarafından Yasaklandı.

Bundan yaklaşık 10 yıl önce, Abhaz düğünlerinde pek çok cana mal olan “silah atma olayını” sonlandıran bir karar alındı.

Bu karar, en son 2004 yılında Kayalar köyümüzdeki bir Abhaz düğününde, bir insanımızın kaybedilmesi sonrası “Abhaz Ayhabılar (Yaşlılar) Kurulu” tarafından alındı. Yasal otoriteyi bugün bile hayrete düşüren bir karardır bu.

Binlerce yıldır Abhaz geleneklerinde var olagelen bir müessese olan Ayhabılar kurulu’nun bu kararı ve bu kararın uygulanması günümüz tabiriyle bir Sivil Toplum hareketidir.

Tek yaptırımı apxaşara (ayıp ve ayıplama) olan bu karar, 10 yıldır düğünlerimizde ve cemiyetlerimizde kesintisiz bir şekilde uygulanmaktadır.

2004 yılında Kayalar köyünde kaybettiğimiz bir Abhaz kadınımız milat olmuş ve o günden bugünlere kadar pek çok insanımızın canının kurtarılmasına sebep olmuştur.

Yine geçen hafta ülkemizde sağduyulu insanları infiale sürükleyen, insanlığından utandıran, Türkiye’yi ayağa kaldıran, kadına yönelik şiddetin artık son aşaması diyebileceğimiz Özgecan cinayeti işlenmiştir.

Umut ediyorum ki ; bu insanlık dışı cinayet kadına yönelik şiddeti sonlandıracak bir başlangıç olur.

Kadına yönelik taciz ve şiddet Abhaz toplumu geleneklerinin ve yaşam biçiminin kabul edebileceği bir olgu değildir.

Gerekçeler farklı da olsa insan hayatı açısından değerlendirildiğinde, Özgecan kızımızda farkında olmadan, tıpkı 2004 yılında bir Abhaz düğününde kaybettiğimiz Abhaz kadını gibi pek çok canın kurtarılmasına sebep olur.

Maalesef ülkemiz (Türkiye) kadın cinayetleri ve kadına şiddet yönünden dünyanın en önde gelen ülkelerinin başındadır. Bu durumu hak ediyor muyuz, bu kadar ilkel bir yapıda mıyız?

Sivil Toplum kuruluşları ve Örgütlü yapılar, kadına yönelik şiddetin sonlandırılmasında, yasaların ve yasal otoritenin ötesinde, tıpkı 2004 yılında Abhaz Ayhabıları’nın sorumluluk alarak yaptıkları gibi, ortak yaşama kültürü çerçevesinde üzerlerine düşen görevi yapmalıdırlar. ŞUBAT – 2015